Dünya düzeninin teknoloji ile oldukça hızlı bir şekilde değişmesinin bir sonucu olarak kanser hastaları olan bireylerin tedavisinde kullanılan radyoterapi tedavisi saniyeler içinde uygulanabilir olacak. Radyoterapi tedavisi bireylere günlük ya da haftalara yayılan bir süreç içerisinde uygulanır. Bu biçimde bir uygulama yapılmasının temel nedeni oluşabilecek yan etkileri minimal boyutlarda tutmaktır. Radyoterapi tedavisini seans seans dozlara ayırmak ve sağlıklı olan normal dokuların kendini yenilemesi için seansların arasında bu zamanı tanımak önemlidir. Bu durum hastalar, radyoterapi uygulayan ekip ve doktorlar açısından yoğun bir süreçtir. Bu noktada hasta bireyin devam eden yoğun süreçli tedavisinin bitip hayatına kaldığı yerden konforlu bir şekilde dönmesi psikolojik baskı da göz önüne alındığında yerinde bir adım olacaktır. Bunun saniyeler içerisinde flash radyoterapi aracılığı ile gerçekleşme ihtimalinin konuşulması bilim için heyecan verici bir durumdur.
Fransa’da,2005’de birlikte çalışmaya başladığım bir kaç bilim insanı, daha o günlerde bu mucizeyi gerçekleştirme hayaliyle çalışıyordu. O süreçten bu zamana kadar hücre kültürü ve hayvan deneyleri üzerinde birçok çalışma yapıldı. Daha minimal seviyede oksijen radikali ile meydana getirilebilecek ve sağlıklı olan doku üzerinde daha az yan etki ile gelecek yaşamların radyoterapi teknolojisi durumunun oluşması için birçok metod detaylı ve analizleri yapılarak araştırıldı. Spesifik olarak da proton teknolojisinin katılmasıyla, ışın tedavilerinde büyük ses uyandıracak ve kanser hastalığının tedavisinde etkin olarak rol oynayacak, bunu başka bir boyuta aktaracak umut vaad edici ipuçlarına erişildi.
Radyoterapinin etkisi nasıl gerçekleşir?
Özel olarak belirli bir alana hedeflenen bir tedavi metodu olan ışın tedavisinde yani radyoterapide kanser hücreleri tesirsiz kılmak için radyasyon enerjisinden destek alınır. Radyoterapi atomları iyonize eder. Tümörlü hücrelerin ölümü için de DNA yapılarına zarar vermesi planlanır. Verilen bu hasar DNA’daki çift sarmal yapının kırılması ile gerçekleşir. Ancak tedavinin verildiği bölgede yer alan hem normal hem de kanserli hücreler bu durumdan etkilenir. Bununla beraber sağlıklı olan normal hücrelerin aldığı hasarı onarımı çok daha çabuk bir şekilde gerçekleşmektedir. Kanser hücreleri ise çoğalma hedefli olup büyümede çok daha çabuk davranır. Bundan dolayı da DNA zararını tespit edip onarması konusunda sağlıklı hücrelere göre geri planda kalır. Sağlıklı olan hücrelerin de radyasyona maruz kalmaları için belli bir limit bulunur. Bu süreçte bireye verilen radyasyon miktarının dengesine dikkat edilmelidir ve özenle ayarlanmalıdır. Tedavide verilmesi gereken toplam dozun günlük olarak belirli seviyeler bölünmesi işlemi yani fraksiyon sağlıklı hücrelerin kendilerini onarması için imkan tanımaktadır.
Gösterilen yan etkiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Bununla beraber tedavi edilen alan ve tümörün özelliklerine de bağlıdır. Ayrıca total doz, her bir uygulamadaki doz ve kişinin ışın tedavisine olan hassasiyeti gibi birçok etken de bulunmaktadır. Ek olarak kişinin eğer varsa aldığı başka tedavi yöntemleri de etkili olabilmektedir. Süreç boyunca dokularda şişmeler meydana gelebilir. Ödem oluşabilir. Eğer karın bölgesine uygulama varsa bulantı ve kusma ortaya çıkabilir. Uygulanan yere bağlı olarak yaralar ve iltihaplanmalar oluşabilir. Karnın altına uygulanmasıyla da idrar yollarında ve bağırsaklarda bazı problemlere yol açabilir. Ödem tedaviden sonra azalmakta ve yan etkiler de kaybolmaktadır.
Flash Radyoterapi
Kanserli hücrelere karşı uygulanan tedavilerden kemoterapide ve özellikle de radyoterapide yeterli dozda uygulama yapıldığında buna yanıt veremeyecek bir tümör grubu bulunmamaktadır. Bununla beraber sağlıklı normal dokularda meydana gelebilecek yan etkiler ve hasarlar nedeniyle tümörü yok edebilecek dozları hastaya vermek çoğu koşulda mümkün olmamaktadır. Her ne kadar şu anki teknolojik imkanlar ile ışınları hedef bölgeye iletip çevresinde yer alan sağlıklı doku ve organları eskiye nazaran çok daha efektif bir şekilde korunuyor olsa da bu konu üzerinde daha çok çalışmalara ve bilimsel içeriklere ihtiyaç vardır. Flash radyoterapi olarak isimlendirilen saniyelere varan sürelerde atış yapılan bu teknikte dozun hızı 30 ila 106 Gy/s arasındadır. Yani bu hız normal konvansiyonel radyoterapi olarak anılan geleneksel radyoterapi metodunun birkaç yüz katı kadar daha hızlı bir işlem sunmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarla beraber kitle üzerinde öldürücü etkinin normal radyoterapi işlemi ile benzer olduğu fakat sağlıklı dokuların üzerindeki yan etkinin geleneksel radyoterapiye göre oldukça minimal seviyelerde olduğu görülmektedir. Flash radyoterapi ile ilgili bilimsel çalışmalar hızla sürmektedir.