Kafein, çay ve kakao gibi bitkilerde bulunan kahve etkili bir uyarıcıdır. Beyin ve merkezi sinir sistemini tetikleyerek çalışır. İnsan vücudunun uyanık kalmasına yardım ederken yorgunluk hissiyatının başlamasını da engeller. Şimdilerde Dünya nüfusunun büyük çoğunluğu her gün kafeinli madde tüketmektedir. Kafeinin vücuda girmesinden sonra bağırsaktan hızlı bir şekilde dolaşım sistemine geçer. İzlenen yolun devamında karaciğere uğrar. Yazımızın devamında kafeinin mekanizması ve insan sağlığı üzerindeki etkileri tartışılmıştır.
Kafein Nerelerde Bulunur?
Günlük hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan kahve ve çayın etken maddesi olan kafein, aynı zamanda kola gibi gazlı içeceklerde, çikolatada ve ilaçların bir kısmında yer alır. Ağrı kesici ilaçların yanı sıra sinir sistemi ya da kardiyovasküler sistem hastalıklarında da efektif olarak kullanılabilir. Son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalara göre kahve tüketimi yıllara bağlı olarak artış göstermektedir.
Kafein Nasıl Çalışır?
Beyin ve omuriliği yani merkezi sinir sistemini etkileyen kafein, uyarının sinirsel biçimde iletildiği sinapslara direkt olarak tesir ederek insanın bilincinin açık olmasını sağlar. Kafein esasen, insanlarda yorgunluk ve halsizlik hissi oluşturan ve sinir sistemindeki aralıklarda yığılan adenozini ve asetilkolini bileşenlerine ayırarak sinir sisteminin çalışmasını daha rahat hale getirir.
Kafeinin Faydaları
Günümüze kadar yapılmış olan bilimsel araştırmalara göre kafeinin insan vücuduna çok fazla yararı bulunmaktadır. Bu yararları şu şekilde sıralayabiliriz:
Sinir sistemini uyarma özelliği bulunan kafeinin; astım, bronkopulmoner displazi ve prematüre apnesi gibi solunum hastalıklarının iyileştirilmesinde büyük rol oynadığı ispat edilmiştir. Kafein kimyasal olarak, teofilin adı verilen, astım hastalığının iyileştirilmesinde kullanılan ilaçla benzerlik göstermektedir. Yapılan çalışmalar, bazı ilaçların kafein ile birlikte kullanılmasının, ilaçların verimliliğini büyük bir oranda arttırdığını kanıtlamıştır. Bunun dışında kafeinin insanların metabolizmasını hızlandırması diyetisyenlerin yeşil çay içilmesini tavsiye etmesine yol açar. Kafein alımı, hepatit gibi karaciğer rahatsızlıklarına karşı önemli bir engel olup hastalanma oranlarını önemli bir oranda azaltır.
Bilimsel açıdan daha kanıtlanmamış olmasına rağmen, ribavirin ve peginterferon ile beraber Hepatit C hastalığının iyileştirilmesinde büyük bir etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Sporcuların yer aldığı bir araştırma, sporcuların kilogramları başına 10 miligram kafein tüketmesinin sporcuların verimliliğini büyük bir oranda yükselttiğini göstermiştir.
Kafeinin Zararları
Yukarıda açıkladığımız üzere, kafeinin insan vücuduna zararları sadece belirli bir miktardan fazla kafein tüketimi sonucunda kendini gösterir. Yapılan çalışmalarda gözlemlenen zararlar şöyle sıralanır:
İnsanları psikolojik olarak etkileyip; asabilik, bunalım ve uyuyamama gibi sıkıntılar yaratır. Vücutta üretilen idrarın miktarını ve çıkma sıklığını artırır. Bu da gerekenden çok vitamin, mineral atılması demektir. Tehlikelere yol açabilen bir rahatsızlık olan migreni tetikleyebilir. Belirli bir oranın üzerinde alınan kafeinin fazladan kalsiyumu vücut dışına atması da dengeyi bozabilecek bir unsurdur. Kalp rahatsızlıkları olan bireylerde kafein oranının dikkate alınmaması kalp ritmini bozar ve tansiyon artışına yol açabilir. Uzun süreli ve düzenli alımlarda beyindeki hipokampal alana zarar vererek öğrenmeyi güç duruma getirmektedir. Bununla beraber yemek yerken veya yemekten sonra alınması durumunda demir ile çinkonun emilimi azalmaktadır. Midede asit salgılanmasını tetikleyerek gastrit rahatsızlığına neden olabilir.
Kafein zararlı mı zararsız mı ?
Kahvede bulunan kahvenin kimyasal yapısı adenozin molekülü ile benzerlik gösterdiği için kafein beyne iletildiğinde adenozinin yerine geçerek reseptörlere bağlanır. Bunun sonucunda kafeinin etkisi adenozinin göstereceği etkinin yerine geçer. Sonuç olarak daha dinamik ve canlı hissetmeye başlarız. Fakat gereğinden fazla kahve içilmesi, daha çok reseptörün üretilmesini tetikler. Bunun sonucunda bu reseptörlere bağlanması için vücut daha çok kafein ister. Sağlıklı bir insanın günlük tüketeceği kafein miktarı 400 miligramın üzerinde olmamalıdır.
Kafein kanser yapar mı?
Son zamanlarda bazı sağlık uzmanları kafeinin pankreas kanserini tetiklediğini düşünülmektedir. Fakat yapılan araştırmalar, kafeinin pankreas kanseri ile ilişkisinin olmadığını kanıtlamaktadır. Kahveyi kafeinsiz tüketmek genellikle tavsiye edilmez. Tam tersine kahveyi kafeinsiz hale getiren kimyasalları tüketmek daha büyük hastalıklara yol açabilir. Haberlerde kanser riskini düşürmek için kahvenin kullanılabileceğine yönelik yazılar görmek çok olasıdır. Fakat kahve ile kanser arasındaki bağlantı hakkında yapılan araştırmalar gözlemsel olarak yürütülmektedir.
Sonuç olarak antioksidan yönünden zengin olması nedeniyle türk kahvesinin hem belirli seviyede kafein almak hem de sosyal yönün kuvvetlenmesi için tüketilmesinin sakıncası bulunmamaktadır. Bununla beraber her besinin fazlasının zararlı olduğu unutulmamalı ve sağlığınıza özen göstermelisiniz.
Kliniğimize ulaşmak için iletişim sayfası üzerinden bize yazabilirsiniz.