Kanser Taraması

Kanser tarama programları

Bulgu ve şikayetler belirmeden, testlerle kanserin tespit edilmesine tarama denir. Ana amacı, hem hastalığa yakalanan hem de kanserden ölen insan sayısını azaltmak. Sağlık Bakanlığı, meme, rahim ağzı ve kolon kanserlerine karşı tarama yapsa da her kanser türünün kendine özgü taraması olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Meme kanseri: Öncelikle kendi kendine meme muayenesi çok önem arz ediyor. Amaç, kadının kendi memesini daha iyi tanıması ve değişiklikleri ilk kendisinin fark edebilmesidir. 20 yaşından itibaren her ay düzenli olarak gerçekleştirilmelidir. Öncelikle gözlem yapılmalı; meme derisi, şekli ve boyutu değerlendirilmelidir. Elle muayeneyi, 20 yaşından sonra her kadın hem ayakta hem de yatarak yapmalıdır. Elin üç parmağının iç yüzeyiyle hafif, orta ve daha kuvvetli baskı uygulayarak muayene edilir. Koltuk altı lenf bezleri mutlaka kontrol edilmelidir. Klinik muayene yani bir doktor muayenesi, yine 35 yaşından sonra her kadına yılda bir yapılmalı, 40-69 yaş arası her kadına da iki yılda bir mamografi çekilmelidir.
(İnstagramdan gönderdiğim resim koyulabilir)

Rahim ağzı kanseri: Neredeyse tüm rahim ağzı kanserlerinden Human Papilloma Virüs (HPV) sorumludur. Dökülen servikal hücrelerin toplanıp, incelendiği pap-smear testi beraberinde HPV varlığının aranması en uygun tarama testi olacaktır. HPV’nin negatif gelmesi durumunda beş yıllık süreçte rahim ağzı kanser olma ihtimali son derece düşük olduğu için, ilk cinsel aktivitenin başlamasından itibaren beş yılda bir tekrarlanması gerekir.

Kolon kanseri: Dışkıda gözle görülemeyecek kadar az bulunan kanamaları tespit etmek için yapılır. İki yılda bir tekrarlanır. Testin pozitif çıkması kanser anlamına gelmediği gibi negatif çıkması da herhangi bir sorun olmadığı anlamına gelmez. Gaytada gizli kan negatif bile gelse 50 yaşından sonra 10 yılda bir tekrarlanan kolonoskopi istenir. Ailede kolon kanseri öyküsü varsa daha erken başlaması gerekir.

Prostat kanseri: Prostat Spesifik Antijen (PSA), prostat tarafından salınan ve spermin sıvılaşmasını sağlayan bir enzimdir. Kanda yükselmesi, prostat kanseri teşhisinde önemlidir; ancak sadece prostat kanserine özgü değildir. Prostatın iyi huylu tümörlerinde veya iltihap durumunda da salgılanabilir. Prostat kanseri, yıllarca hiç bulgu vermeden de kalabilir. Düşük risk grubundaki hastalarda, tedavi yerine gözlem de bir seçenektir. Bu sebeple, son yıllarda PSA’nın tarama testi olarak kullanılmasıyla ilgili yayınlarda çelişkili sonuçlar görülmektedir. Yüksek çıkan PSA ile hasta, gereksiz tedavilere mi sevk ediliyor sorusu gündeme gelmektedir. Ancak 50 yaşından sonra yılda bir kez, ailede prostat kanseri hikayesi varsa daha erken yaşlarda, PSA taraması tavsiye edilmektedir.

Akciğer kanseri: Sigara içenlerde, yıllık kontroller (check-up) sırasında akciğer grafisi yapılması önemlidir. Ancak ortalama 30 yıl boyunca günde bir paket ya da 15 yıl boyunca yılda iki paket sigara içenlere veya sigarayı bırakmış 55-75 yaş arası kişilere de, düşük doz akciğer tomografisi önerilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

× Size nasıl yardımcı olabilirim ?