Kanser bir organ ya da dokudaki hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasıyla ortaya çıkan hastalıktır. Ağız kanseri ise dil, dudak, sert damak, ağız tabanı, retromolar bölge (20 yaş dişi bölgesi) ve bukkal mukoza yani yanak bölgesinde ortaya çıkan oluşumlardır. Bu kanserlerin birbirinden farklı özellikleri bulunduğu gibi genel anlamda agresif kanserler olarak nitelenmektedirler. Ağız kanserinin bir diğer ismi ise oral kavite kanserleridir.
Ağız Kanseri Nedir?
Ağız bölgesindeki herhangi bir alanda ortaya çıkan anormal hücre büyümesi ve kontrolsüz çoğalmalar kanser oluşumunu sağlar. Ağız kanserlerinde tedavideki başarı oranının yüksek tutulması için kanserin erken evrede tespiti önemlidir. Bunun yanında bu alanda ortaya çıkan kanserlerde cerrahi tedavi öne çıkmaktadır. Bazı vakalarda ise cerrahi tedaviye ek olarak kemoterapi uygulaması yapılabilir. Oral bölgede yer alan bir kanserde tedavi yapılırken boyun diseksiyonu yapılması gerekli görülmektedir.
Ağız Kanseri Türleri
Ağız kanserlerinde kanserin türleri tümörün meydana geldiği ve büyümeye başladığı hücrenin tipine göre kategorize edilmektedir. Ağız kanserinde görülen en yaygın tür ağız içerisini kaplayan epitel hücrelerinden kaynaklanan skuamöz hücreli karsinomdur. Ağız kanserinde görülen daha az yaygın türler ise aşağıda sıralanmıştır.
- Tükürük bezinin içerisinde oluşan adenokarsinom
- Kemik, kas, kıkırdak ya da diğer hücrelerdeki anormalliklerden meydana gelen sarkom
- Cilt pigmenti veya rengi (melanositler) üreten hücrelerde kanserin başladığı oral malign melanom
- Genel olarak lenf bezlerinde yer alan hücrelerden gelişen lenfoma
Bir diğer yandan ağız yani oral kavite kanserleri “baş ve boyun kanserleri” çatısı altında bulunan bir kanser çeşididir. Baş ve boyun kanserleri aşağıda maddeler halinde yer almaktadır.
- Gırtlak kanseri
- Nazofarenks kanseri (Dahili link verilecek)
- Orofarenks kanseri
- Hipofarenks kanseri
- Tiroid bezi kanseri
- Burun ve sinüs tümörleri
- Yemek borusu kanseri
Ağız Kanseri Neden Olur?
Kanser, hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla meydana gelir. Ağız kanserinin oluşumunun kesin nedeni bilinmemektedir ancak sağlıklı hücrelerde meydana gelen mutasyonların kanseri oluşturabileceği düşünülmektedir. Bu noktada oluşan mutasyonlar sağlıklı hücrelerin çoğalmasını tetikleyerek kitlerleri meydana getirir. Zamanla beraber de vücudun farklı alanlarına sıçrayabilirler. Ağız kanserinde genel olarak ağız içini ve dudakları kapsayan skumaz hücrelerde kanserli yapılar görülür. Oral olarak meydana gelen kanser türleri genelde skuamoz hücreli karsinomlardan oluşur.
Ağız Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?
Ağız kanserinde risk artışı uzun süre boyunca tütün ve ürünlerini kullanan kimselerde daha fazla olarak görülür. Bununla beraber ağız kanserine yakalanan kişilerin birçoğunda tütün kullanımı görülmektedir. Bu noktada tütün kullanım miktarı ve süresi arttıkça oral kavite kanserlerine yakalanma riski de doğrusal olarak artış gösterir. Yoğun miktarda alkol tüketmek, güneş ışığına aşırı derecede maruz kalmak, yaş olarak 40’tan fazla olmak ve obezite meyili de ağız kanserleri riskini arttıran diğer faktörlerdir. Bununla beraber öyküsünde baş ve boyun kanseri olan kişilerin alkol ve tütün ürünleri kullanımına devam etmeleri dahilinde ağız kanserine yakalanma riskleri de artmaktadır. Aşağıda sıralanan maddeler de ağız kanserini tetikleyebilecek ve riski artıran faktörler arasında yer almaktadır.
- HPV enfeksiyonu
- Ultraviyole (UV) ışınlar
- Kötü beslenme alışkanlığı
- Bağışıklık sisteminin düşüklüğü
- Graft-versus-host hastalığı ya da fanconi anemisi gibi sağlık problemleri barındırmak
- Kötü ağız bakımı ve hijyeni
Ağız kanserine sahip olan bireylerin gırtlak, yemek borusu ya da akciğer kanserine yakalanma riski daha fazla olmaktadır.
Ağız Kanseri ve HPV
İnsan papilloma virüsü (human papilloma virus) olarak isimlendirilen HPV insanların birçoğunun hayatlarında enfeksiyon olarak aldığı bir virüstür. Etki bölgesi olarak deri ve vücudun farklı bölgelerini kapsayan nemli membranlar sayılabilir. Etkilenen bölgeler arasında ağız ve yutak, anüs, rahim ağzı, vajina ile vulva yer alır.
HPV’nin birçok alt tipi bulunmakla beraber bazı türleri kanser dışı lezyonlarla bağlantılıdır. Geri kalanların ise kanser hastalığının oluşum sebepleri arasında yer aldığı bilinmektedir. Vakaların birçoğu belirti göstermeden enfekte olmaktadır. Bu virüs uzun süre boyunca inaktif durumda semptomsuz bir şekilde davranabilir. Bunun dışında bazı vakalarda insanlar bu enfeksiyondan haberdar olmayabilirler. Sonuç olarak da kansere dönüşme olasılığı minimal durumda kalır.
HPV için güncel koşullarda pratikte uygulanan bir kan testi bulunmamakla beraber kontroller ya da şüpheli durumlarda biyopsi uygulanarak tespiti yapılabilir.
Ağız Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Bütün kanser türlerinde olduğu gibi hastalığın erken evrede saptanması durumunda tedavilerin başarı şansı çok daha yüksek olmaktadır. Bununla beraber kanser hastalığında görülen belirtilerin belirli bir sürenin üzerinde olması halinde mutlaka doktora başvurulması elzemdir. Ağız kanserinde yer alan belirtileri aşağıdaki gibi sıralanabilir.
- Ağızda ya da dudakta iyileşmeyen yara
- Ağızda bulunan yumru veya şişlik
- Ağızda bulunan beyaz ya da kırmızı renkli yamalar
- Ağzın içinde rengi solan ve bu şekilde kalan bir alan
- Yanaklarda kalınlaşma ya da yumru yapısı
- Uzun süredir iyileşmeyen boğaz ağrısı
- Ses kısılması
- Ağız kokusu
- Çiğneme veya yutma problemi
- Çeneyi ve dili hareket ettirememe problemi
- Dilde veya ağzın bir bölgesinde uyuşma
- Dişlerin etrafında ve çenede duyulan ağrı
- Sebebi belli kilo kaybı
- Sürekli boğaza bir şey takıldığını hissetmek
Ağız Kanseri Teşhisi
Kanserin teşhis kısmı fiziksel muayene süreci ile başlar. Ayrıca semptomun olmaması durumunda ise rutin bir diş hekimi muayenesinde ağızda anormal bir doku değişimi fark edilebilmektedir. Bu noktada herhangi bir kitle ya da yumru hissedilebilmektedir. Lezyona bağlı olarak yapılan doğrudan müdahale veya şüpheli bölgeye yapılan biyopsi ile teşhis konulabilmektedir. Teşhisin konulmasından sonra ise doktor ağız kanserinin ne kadar uzağa yayıldığına ve agresifliğine dair bilgi edinmek için birtakım testler isteyebilir. Bu testlerle kansere ait boyut, yayılım gibi özellikler saptanacaktır ve tedavi planlaması buna göre şekillenecektir.
- Baş ve boynun MRI taraması
- Lenf düğümlerinde kanseri aramak için göğüs BT taraması
- Vücudun diğer bölgelerinde kanser aramak için Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) taraması
- Doktor, ucunda küçük bir kamera bulunan bir tüpü boğazdan aşağı kaydırarak gırtlak, yemek borusu ve akciğerlere de bakabilir.
Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta; baş boyun kanserlerinin multisentrik yani aynı anda yada kısa aralıklarla birkaç yerde bulunma olasılığı yüksektir, muayene ederken göz önünde bulundurulmalıdır. Aynı şekilde yemek borusunun veya midenin yassı hücreli karsinomuna sahip bireylerin başka bir baş boyun kanseri açısından araştırılması gerekmektedir.
Ağız Kanseri İçin Hangi Doktora/Bölüme Gidilir?
Ağız kanserinden şüphelenildiğinde, hem baş boyun bölgesinde başka bir kanser odağının fizik muayene ile araştırılması hem de gerektiğinde şüpheli bölgeden biyopsi alınması için Kulak Burun Boğaz Doktoruna başvurulabilir. Ancak ağız kanseri tanısını konulması durumunda tedaviye başlamadan önce mutlaka Radyasyon Onkolojisi Uzmanından da görüş alınması gereklidir. Çünkü çok agresif, hastanın hayat kalitesini veya görüntüsünü bozacak bir cerrahi işlem yerine radyoterapi hayat kurtarıcı olabilir ve bunun yanısıra daha iyi bir yaşam kalitesi sunabilir. Ağız kanseri şüphesi veya tanısı almanız durumunda Kliniğimize başvurmanız durumunda en iyi, en doğru tedavi sizlere sağlanacaktır.
Not: Ağız kanseri tedavisi ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz. En kısa sürede sizinle iletişime geçeceğiz.
[forminator_form id=”2968″]Ağız Kanseri Evreleri
Kanser hakkında detaylı bilgiler almak için evreleme sistemi kullanılır. Bu sayede kanserin yayıldığı bölgeler ve ne kadar agresif olduğu hakkında bilgi edinilir.
Ağız kanseri evrelemesi dört aşamadan oluşur. İlk aşama olan evre I tümörün 2 santimetreden küçük olduğu ve lenf bezlerine yayılım olmayan tümörlerdir. Evre II’de ise kanserin boyutu daha büyük olmakla beraber yine lokalize olarak devam eder. Evre III’te ise kanser boyutu büyümekle beraber lenf bezlerine yayılım görülebilir. Son aşama olan evre IV’te kanser vücudun diğer bölgelerine yayılım göstermiştir.
Kanserin evresi, tedavinin nasıl yapılacağına karar verme açısından önemlidir. Tedavide son yıllarda sağlanan başarılar sayesinde artık evre hastalığın gidişatını belirlemeden çok verilecek tedaviyi belirleme açısından önemlidir.
Ağız Kanseri Öldürür Mü?
Özellikle erken evrede farkedilen bir ağız kanseri cerrahi veya radyoterapi ile etkin bir şekilde tedavi edilebilir. Ancak daha ileri dönemde farkedilen bir ağız kanserinde cerrahi, radyoterapi veya kemoterapi gibi yöntemlerden birkaçı kullanılır ve tedavi daha komplike hale gelir, hastanın hem tedavi sırasında hem de sonrasında hayat kalitesi daha çok etkilenir. Bu sebeple ağızda geçmeyen bir yara başta olmak üzere herhangi bir şikayetinizin sebat etmesi durumunda erkenden doktora başvurmanız son derece önemlidir.
Ağız Kanseri Tedavisi Nasıldır?
Kanser hastalıklarında tedavi uygulaması bireyin genel sağlık koşuluna, tümörün başladığı bölgeye ve tümörün bulunduğu evreye göre farklılık göstermektedir. Ana tedavi yöntemleri cerrahi veya radyoterapidir. Hastalığı kür etmek kadar hastanın hayat kalitesi de önemli olduğu için son yıllarda teknolojinin de gelişmesi ile radyoterapi daha ön plana çıkmıştır. Eğer tümör küçük bir cerrahi eksizyon ile çıkartılabilecekse cerrahi tercih edilir. Teknolojinin gelişimi ile beraber ağız kanseri hastalığında robotik cerrahi yöntemi kullanılabilmektedir. Ancak hastanın kozmetik görüntüsünü ve/veya fonksiyonlarını bozacak cerrahilerden kaçınılması gerekmektedir, böyle durumlarda radyoterapi daha iyi bir seçenektir. Erken evre, lokalize dediğimiz yayılmamış kenserler tek başına cerrahi veya tek başına radyoterapi ile birlikte tedavi edilebilir. Ancak daha ilerlemiş kanserlerde radyoterapinin etkinliğini artırmak ve tümörün vücudun başka yerlere gitmesini engellemek amacıyla radyoterapiye kemoterapi de eşlik eder. Radyoterapi genel olarak fraksiyone yani seanslara bölünmüş olarak verilir ve genel olarak 6-7 hafta sürer. Ciltte kızarıklık, yutma güçlüğü, ağız içinde mukozit dediğimiz iltihaplanmalara sebep olabilir, ancak bu yan etkiler büyük oranda geçicidir. Baş boyun kanserlerinin radyoterapisinin de cerrahisinin de bu grup kanserlerde tecrübesi olan ellerde yapılması gerekmektedir.
Tedavi sonrası da rehabilitasyon önemli bir konudur. Ağız kanserleri çiğneme, yutma, konuşma gibi birçok önemli fonksiyonu barındırdığı ve kozmetik açıdan da çok önemli olduğu için tedavi sonrası dönem en az tedavi süreci kadar önemlidir ve tecrübeli bir ekip tarafından yönetilmesi gerekir.
Ağız Kanseri Tedavisinde Radyoterapi
Ağız kanserlerinin tedavisinde tedavi edilmek kadar hayat kalitenizin ve kozmetik görüntünüzün bozulmaması da önemli bir konudur. Cerrahi açıdan ulaşılması kolay bir bölgeye yerleşmiş tümörlerde operasyon ilk seçenek olabilir, ancak hayat kalitesini etkileyecek bir cerrahi olacaksa mutlaka radyoterapi seçeneğinin de değerlendrilmesi gerekir. İleri evre, kemik tutulumu da olan tümörlerde ise cerrahi sonrası radyoterapi uygulanır. Metastaz yapmış yada boyundaki lenf nodlarına ilerlemiş tümörlerde radyoterapiye kemoterapi de eklenmesi gerekmektedir.
Radyasyon Terapisinde Ağızda Hangi Yan Etkiler Görülür?
Işın cildinizden girip çıktığı için ilk yan etkisini cildinizde gözlemleyebiliriz. Güneşte kalmışsınız gibi hafif bir kızarıklıktan nekroz dediğimiz ciltteki hücrelerin ölmesine kadar değişik seviyelerde dermatit gelişebilir. Mukozit dediğimiz ağız içerisini döşeyen epitelin iltihaplanmasına bağlı ağrı, yemek yemede güçlük gibi şikayetler gelişebilir. Mutlaka Doktorunuz tarafından tavsiye edilen bir gargaranın kullanılması gerekmektedir. Ayrıca boyundaki lenfatik zincirlerin ışınlanması durumunda yutma güçlüğü yaşayabilirsiniz.
Radyoterapi sırasında ve sonrasında ağız ve diş sağlığı ve hijyeni çok önemlidir. Tedavi sonrası birkaç yıl boyunca diş çektirmenizi de istemeyeceğimiz için tedavi gerektiren dişlerinizin olması durumunda radyoterapiye başlamadan önce mutlaka bir Diş Hekimini ziyaret edip gerekli müdahalelerde bulunmanız önerilir.
Ağız Kanserleri Korunma Yolları / Ağız Kanseri Nasıl Önlenebilir?
Ağız ve diş sağlığı dikkat edilmesi en önemli noktalardan biridir. Ağızda veya boğazda kronik iritasyon yaratan etkenin mutlaka ortadan kaldırılması gerekmektedir. Ayrıca sigara, alkol ve marihuananın ağız kanserlerinin en önemli sebepleri olduğu unutulmamalıdır.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Dudak Kanseri Nedir? Dudak Kanseri Belirtileri Nelerdir? başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.