Yumurtalık kanseri hastalığı kadınların yumurtalık organında ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Kadınlarda sağda ve solda birer tane olmak üzere iki adet yumurtalık bulunmaktadır. Badem büyüklüğünde olan yumurtalıklar progesteron ve östrojen gibi önemli hormonların salgılanmasında görev alırken aynı zamanda üremenin baş yapıtlarından olan yumurtayı da meydana getirir.
İçeriğinde birçok farklı yapıda hücre yer alan yumurtalıklarda temeli epitelyum hücreleri oluşturmaktadır. Bu hücrelerde veya embriyonik dönemdeki hücrelerde oluşan kontrolsüz bölünmeler ve sayıların artması ile yumurtalık kanseri meydana gelebilir. Vakaların bir kısmında menopozdan sonrası ortaya çıkan yumurtalık kanserinde çıkış noktası genelde epitelyum dokularında olur. Yumurtalık kanseri eğer yirmi yaşın altında meydana geliyorsa embriyonik tümörlere dikkat edilmelidir.
Yumurtalık kanseri belirtileri nelerdir?
Birçok kanser türünde olduğu gibi yumurtalık kanseri de sinsidir yani erken dönemde pek belirti göstermeyebilir. Bu kanserin belirtileri genelde bireye özgü olup tipik bir bulgudan söz edilemeyebilir. Genel olarak birçok hastalığın da belirtileri olan abdomende yani karında ağrı, şişkinlik ve midede ortaya çıkan sorunlar olarak sayılabilir.
Yumurtalık kanserinin ilerlemesi sonucunda ise abdomen bölgesinde ele kitle gelmesi, aşağıya doğru hissedilen basınç, karında sıvı birikimi, çevre alanda bulunan yapılara veya organlara baskı oluşmasına bağlı olarak idrar yaparken ya da bağırsaklarda şikayetlerin görülmesi de belirtiler arasındadır.
Yine kanserin birtakım türlerinde hormonal anlamda düzensizlikler meydana gelebilir. Buna göre mens dönemi düzensizlikleri, erkeklik hormonundaki artış ile tüylenme ve erkek tipi saç dökülmesi gibi etkiler gözlenebilir. Yumurtalık kanserlerindeki çoğu şikayet ise karında oluşan şişlik üzerinedir. Bütün bunların ışığında genel anlamda yumurtalık kanserinin belirtileri arasında bağırsakta yaşanan sorunlar, kabızlık problemi, idrara çıkma düzeninin değişmesi, iştah kaybı, ani yaşanan tokluk hissi, vajinal kanama, kilo kaybı, abdomen bölgesinde basınç ve şişkinlik, kasıkta ağrı veya dolgunluk hissi, gaz ya da bulantı yer alabilmektedir.
Yumurtalık kanseri neden oluşur?
Kanser türlerinin bir kısmında olduğu gibi yumurtalık kanserinde de oluşma nedeni kesin olarak açıklanamamıştır. Oluşum sebepleri arasında genetik, çevresel ve hormonal faktörlerin yer aldığına inanılmaktadır. Genel olarak ailesinde meme veya yumurtalık kanseri bulunanlarda, üremeyi tetikleyici ilaç kullananlarda, hiç hamile kalmamışlarda risk biraz daha fazladır. Yapılan araştırmalara göre ise doğum kontrol hapı kullanımı ve doğum yapanlarda bu risk daha az olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yumurtalık kanserinde teşhis
Erken tanı bütün kanser türlerinde olduğu gibi yumurtalık kanserinde de çok büyük önem teşkil etmektedir. Kadınların erken tanı için düzenli olarak kontrole gitmesi ve bu takibe özen gösterilmesi önerilmektedir. Jinekolojik muayene sırasında elle kontrol edilen kitle veya ultrasondayken yumurtalıklarda göze çarpan kitlelerle beraber yumurtalık kanserinde erken tanı konması mümkündür.
Yumurtalıklarda görülen her kitle zararlı anlamına gelmemektedir. Üreme çağında bulunan kadınlarda yer alan kistlerin birçoğu zararsızdır. Zaman içerisinde kendiliğinden kaybolan bu kistlerde kanser riski aranmayabilir ancak yine de tedbirli olunmalıdır. Kontrollere özen gösterilererek görüntüleme yöntemlerinin avantajından yararlanılmalıdır.
Tümör özelliğine sahip olan kitlelerde ve ileri evrelerinde kanda bazı belirteçler kullanılmaktadır. Özellikle CA 125 belirteci bazı tümör tiplerinde kanda yüksek düzeyde yer alır. Fakat sadece buna bakılarak kesin bir tespit yapılamaz. Belirteçler dışında doppler ultrasonu gibi görüntüleme teknikleri kullanılarak iyi veya kötü huylu tümör ayrışması yapılabilir. Bütün bu sayılan tetkikler ve kullanılan metotlar yardımcı yöntemler olup kesin tanı konulması için yeterli olmamaktadır. Vücutta şüpheli olan bölgeden alınan tümörün laboratuvarlarda analiz edilmesi yani biyopsi işlemi kesin tanı konması konusunda oldukça efektif bir yöntemdir.
CA 125 nedir?
CA 125 kanserli hücrelerin yüzeyinde yer alan bir proteindir. Yumurtalık kanseri olan bireylerde bu protein seviye yüksek olabilmektedir.
Yumurtalık kanserinde tedavi yöntemleri
Kemoterapi
Kemoterapi vücudun dolaşım sistemine kanserli hücrelere karşı etkili ilaç verme tedavisidir. Lenf bezlerine sıçramış veya cerrahi işlem sonrası kalıntı olarak kalan kanserli hücreleri yok etmek için uygulanabilir. Operasyon sonrası bölgesel tedaviden sonra verilen kemoterapi adjuvan tedavi olarak geçmektedir. Bu tedavinin amaçlarından bir tanesi kanserli hücrelerin alındıktan sonra tekrar nüks etmesini minimal seviyede tutmaktır. Yüksek risk taşıyan yumurtalık kanseri hastalarına agresif tedaviler uygulanarak tedavi şansı artırılmaya çalışılır. Bunun dışında ileri evre hastalarda da yaşam süresini uzatmak ve hastanın yaşadığı birtakım belirtileri ve şikayetleri minimize etmek yani yaşam kalitesini iyileştirmek için de uygulanabilir.
Karın içi sıcak kemoterapi (HIPEC)
İlerlemiş yumurtalık kanserinde ameliyatı takiben uygulanan damar enjeksiyonu uygulamasıdır. Bu tedavi abdomen yani karın içerisine sıcak kemoterapi uygulanması işlemidir. Hyperthermic intraperitoneal chemotherapy (HIPEC) olarak isimlendirilmektedir.
Radyoterapi
Işın tedavisi olarak da bilinen radyoterapide hastadaki hedef bölgeye yüksek enerjili ışınlar gönderilerek kanserli hücrelerin çoğalmalarının engellenmesi ve zarar görmesi amaçlanır. Bölgesel bir tedavi olarak kullanılan radyoterapide hedef alana gönderilen ışınların kanserli hücrelerin DNA yapılarını bozarak öldürmesi sağlanır. Tek başına bir tedavi olarak uygulanabildiği gibi kemoterapi ile kombine olarak da uygulanabilir. Cerrahi operasyon öncesinde veya sonrasında tümörü küçültmek açısından ya da kalıntı olarak nitelendirilebilecek kanserli hücrelerin temizliği için de kullanılabilir. Kemoterapi ilaçlarını kaldıramayan hastalarda, nüks bölgelerinde ve bazı durumlarda da destekleyici yani palyatif bir tedavi seçeneği olarak karşımıza çıkar. Palyatif tedavide amaç hastanın yaşam kalitesini düşüren şikayetlerini minimize etmektir. Radyoterapinin yan etkileri arasında mide krampı, bulantı, ishal, kusma ve bağırsakta hareketlenmeler olarak sıralanabilir. Bunun dışında hastada yorgunluk hissi de yaratır.
İmmünoterapi
İmmünoterapi vücudun savunma sistemi olan bağışıklık sistemini tetikleyerek onların kanserli hücreleri daha rahat bir şekilde tanıyıp yok etmesini amaçlar. Bu noktada yumurtalık kanserinde kullanılan 6 adet yöntem; monoklonal antikorlar, immün kontrol noktası düzenleyicileri, adjuvant immünoterapiler, onkolitik virüsler, adoptiv T hücre transferi ve terapötik aşılar olarak sıralayabiliriz.
Monoklonal antikorlar (mAbs) laboratuvar ortamında ortaya çıkarılan ve tümörlere özgü antijenleri hedef alarak savunma yapan hücrelerdir. Bu noktada kanserli hücrelerin büyüyüp gelişmesine destek olan vasküler endotelyal büyüme faktörünü hedef alarak tümörün beslenmesini önleyen ajanlar da geliştirilmiştir.
İmmün kontrol noktası inhibitörleri / Bağışıklık sistemi düzenleyicileri
Bu ajanlar ise savunma sisteminin cevabının kontrolünde ve düzenlenmesinde yer alırlar. Bu ilaçlar kanserli hücrelerin savunma sistemi üzerinde yaptıkları engelleyici durumu ortadan kaldırırlar.
Tüm vücut hipertermi
Isı tedavisi olarak da bilinen termoterapide ileri evre hastalarda kombine olarak kemoterapi ile uygulanarak etkinlik artırabilinir. Hastanın durumuna ve kemoterapi ilaçlarında göre farklı uygulamalar yapılmaktadır. Hipertermi ile beraber savunma sisteminin etkinliğinde de ciddi bir artış görülmektedir.