Bütünsel Sağlık Yaklaşımı

Bütünsel Sağlık Yaklaşımı

Bütünsel Sağlık Yaklaşımı
Bütünsel Sağlık Yaklaşımı

, pirüpak biçimde hiç bir hastalığın olmaması hali değil, kişinin kendisini iyi hissetmesi halidir. Son yıllarda yapılan çalışmalar göstermiştir ki; kişinin bedeni, zihni ve ruhu bir bütündür ve birinde işleyişin bozulması diğerlerini de etkiler. Üçü arasındaki sürekli iletişim, birinin bozulması halinde diğerlerinin de etkilenmesine neden olur. Bu sebeple de vücudu entegre bir sistem gibi düşünüp, sadece parçalara konsantre olmak yerine onu bir bütün olarak ele alıp vücudun tümüne bakmak gerekir. Kişi alışkanlıkları, kullandığı ilaçlar, stres durumu, yiyip içtikleri, sporu, günlük aktiviteleri, sosyal yaşantısı ile birlikte bir bütündür ve birlikte değerlendirilmelidir.

Bütünsel sağlık yaklaşımı, fonksiyonel tıp, tamamlayıcı tıp gibi çok değişik kavramlarda karşımıza çıksa da kullanılması en tehlikeli tanımlama “alternatif tıp” olsa gerek. Kronik, yani tedavi olmayı gerektiren bir durumda fonksiyonel tıp ve bilimsel tıp birlikte çalışmalıdır; bilimsel tıp tedavi eder, fonksiyonel tıp ise hastalığın tekrarlamaması ve kişinin hayat kalitesini artırma adına yapılması gerekenleri ve o zamana kadar yanlış yapılanları telafi etmeye çalışır. Uzun vadede kişiye en doğru yaşam biçimini kurmayı hedefler.

Fonksiyonel Tıp kavramı Dr Jeffrey Bland ve Dr Susan Bland ile hayat buldu. Hastalıklarda ilaç tabanlı bir modelden farklı olarak, vücut sisteminin bütününe odaklı bir anlayışı getirdiler; günümüzde en yaygın sağlık sorunlarının, çoğunlukla genetik, yaşam tarzı ve çevresel sorunlar arasındaki etkileşimden kaynaklandığını ve bunları tedavi etmenin bu etkileşimleri anlamaktan geçtiğini ileri sürdüler.

Bu anlayışı, her bireye, kişiselleştirilmiş uygun tedaviler tasarlamak için kullandılar ve “Nasıl tedavi ederiz?” ile uğraşmayarak, süreçte “sağlığı nasıl koruruz?” sorusuna odaklandılar. Bu yöntem de bireyler de, tedavi sürecinde olduğu gibi edilgen olmaktan çıkıp daha aktif rol almak durumunda kaldılar. T ıp Fakültesi Eğitimi ve Sağlık Sistemi, bu durumun aksine bireyleri tedavi etmek ana fikriyle ortaya çıkar ama artık son yıllarda hasta olmamak ve hasta olmamak adına yapılması gerekenler daha çok önemli olmaya başladı. Pandemi sürecinde de gördük ki, doğa

Sağlıklı olmak
Sağlıklı olmak

sağlıksız olanı sevmiyor. Yani bundan sonraki dönemde bütünsel sağlık yaklaşımı ve Bland’ların söylemleri hiç olmadığı kadar önemli olacak. Sadece hastalığın belirtilerini tedavi etmek yerine hastalığı ortaya çıkartan sebeplerle de ilgilenmek, yaşam tarzını sorgulayıp, bireyi hastalığa götüren sürecin karakterini belirlemeye çalışmak da gerekecek.

Tüm bunlar hepimizin kulağına hoş geliyor; günümüz insanın sağlıklı yaşamak, hiç yaşlanmamak ve hatta ölmemek gibi beklentileri var. Ancak bu beklentilerde aktif rol almayı kimse istemiyor, birinin dikte ettiği diyet programı ya da birkaç takviye ilaç hepimize yetsin isteniyor. Oysa yeni çağda insanlar, genetik, biyokimyasal, hormonal özellikleri ve yaşam tarzı le birlikte hücresel düzeyde incelenmeli ve kişiye özgü reçeteler çıkartılmalıdır. Hastalıklarda nasıl bireye özel tedaviler yapıyorsak, sağlıklı kalmak için de aynı yolu uygulamamız gerekiyor. Ve bunu yaparken de bireyin kendisi kararların içerisinde olmalıdır. Farkındalığımızın artması ve kendi bedenimiz hakkında daha çok söz sahibi olmak, bizi sağlıklı kalma ve hastalık geliştiğinde de tedaviler konusunda daha başarılı kılacaktır. Biz Doktorlar Tıp Fakültelerinde “tedavi etme” üzerine eğitiliyoruz, sağlıklı yaşam, beslenme vb. konuların bizim işimizin dışında olduğuna inanıyoruz. Ancak okulda hücre ve insan metabolizmasını her türlü ayrıntısı ile öğrenen, sistemlerin entegre işleyişini ve kurgusunu en iyi öğrenen de bizleriz. İnsanların sosyal hayatlarını, psikolojilerini, yaşam tarzlarını hastalıklarından bağımsız düşünüp sadece sonuca, yani hastalığın belirtilerine ve tedavisine odaklanarak gerisine boş vermek; hem başarı oranımızı düşürüyor hem de işimizin bizim dışımızda gelişip, -işinin ehli olmayan, kazanç odaklı, insan yaşamını umursamayan- üçüncü şahısların eline geçmesine sebep oluyor. Ne bilgi, ne birikim ne yeterlilik; zamansızlık dışında bir bahanemiz yok! Biraz olsun vakti olanlar hastalarımız için biraz da biz zaman ve fırsat yaratarak bir şeyler yapabiliriz; en azından birkaç dakika dinleyerek ve bazı sorular sorarak bireyi kendisine yakınlaştırmak, yaşam tarzını sorgulatmak ve kendimizi aşan konularda uygun desteği almaları için gerçek profesyonellere yönlendirmek çok zor değil.

Hastalara düşen ise daha kolay; bilimsellikten uzak tüm önerileri görmezden gelmek, hem önerilen uygulamaları hem önereni biraz olsun sorgulamak… Tedavi gerektiren her durumda bilimsel tıptan kaçmamak. Fonksiyonel Tıp, bilimsel kanıtlara sahip bir sürü yöntemi içerdiği gibi, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan yöntemleri de içerir. Bu yüzden dikkatli yorumlanması gerekir. Kendinize yakınlaşın ve sağlıklı kalın…

Diğer Makaleler

  • |

    Magnezyum Nedir?

    Vücudumuz için kritik öneme sahip minerallerden birisi olan magnezyum metabolizmamızda görev yapan birçok enzim için fonksiyonel görevlere sahiptir. Bununla beraber vücudun asit ve baz dengesinde etkin bir rol oynamaktadır. Kas ve sinir sisteminde de görevi bulunan magnezyum kalsiyum minerali ile beraber çalışmaktadır. Magnezyum kasın gevşemesinden sorumlu iken kalsiyum ise kas kasılmalarında rol almaktadır. Kalsiyum ve…

  • |

    Nutrigenetik Nedir?

    İnsan bedeninde bulunan tüm genleri anlamlandırmaya çalışan İnsan Genom Projesi ile hayatımıza girmiş bir kavram olarak nutrigenetik, besinlerin genetik yapılarına göre kişiyle uyumunu tespit ve analiz etme çalışmasıdır. Yani hastalıklarla insanları bir araya getirmeyen bizlerin uzak durmasını sağlayan bir sistemdir. “Besinler kansere sebep olur mu veya kanserden bizi korur mu?” sorusundan çıkarım yapmamızı sağlayan bu…

  • |

    C Vitamini Nedir?

    Hastalıklardan korunmak ve zinde hissetmenin ilk basamaklarından birisi sağlıklı beslenmektir. Vücudun günlük işler için duyduğu enerjinin karşılanması gerekir. Bunun dışında gerekli olan makro ve mikro besinler de tam olarak alınmalıdır. Sorunsuz bir beden için karbonhidrat, protein ve yağların yeterli miktarda alınması dışında mineral ve vitaminler de yeterli düzeyde vücuda girmelidir. C vitamini eksikliği sık görülen…

  • |

    Cebimdeki Yabancı’ya Başka Bir Yorum

    Cebimdeki Yabancı’ya Başka Bir Yorum Gündemde “Cebimdeki Yabancı” filmi var. Hepimizin cep telefonlarını bir kez daha sorgulamasına neden olan ilginç bir film. Gelin bu sıcak gündemde, meseleye bu “yabancı”nın başka marifetlerinden bakalım… Dünya nüfusunun %50’den fazlası cep telefonu kullanıyor ve önemli bir kesimde bu durum bağımlılık boyutunda. Cep telefonları baz istasyonlarından gelen radyo dalgaları ile…

  • Kafein Zararlı Mı?

    Kafein, çay ve kakao gibi bitkilerde bulunan kahve etkili bir uyarıcıdır. Beyin ve merkezi sinir sistemini tetikleyerek çalışır. İnsan vücudunun uyanık kalmasına yardım ederken yorgunluk hissiyatının başlamasını da engeller. Şimdilerde Dünya nüfusunun büyük çoğunluğu her gün kafeinli madde tüketmektedir. Kafeinin vücuda girmesinden sonra bağırsaktan hızlı bir şekilde dolaşım sistemine geçer. İzlenen yolun devamında karaciğere uğrar….

  • Küba Aşısı Nedir?

    Küba aşısı hikayesini öğrenmek aşı ve sağladığı faydalar açısından bütünsel bir yaklaşım olacaktır. Bu noktadan yola çıkarak bu yazıda öncelikle Küba ülkesinin aşıya erişme süreci anlatılacaktır. Küba’da devrim dönemine kadar eğitim, sağlık ve bilim alanlarına gerekli maddi destek sağlanmamaktaydı. Doğal kaynaklar olarak da yetersiz olan ülkenin ekonomik olarak güçlü bir kaynağa ihtiyacının olması ülkeyi farklı…