Kazakistan Ulusal Meme Kongresi
Kazakistan Ulusal Meme Kongresi için Kazakistan’daydık. ‘Meme kanseri tedavisi radyoterapisi’ndeki yenilikleri anlattığım kongre sayesinde Kazakistan’ı görme ve tanıma şansına sahip oldum.
Kazakistan, Türkiye’nin dört katı büyüklüğünde, ama nüfusu sadece 16 milyon olan bir ülke. Ana caddelerin hepsi birbirine benziyor, bütün sokaklar birbirini 90 dereceyle kesiyor. Kimi zaman Türkiye’nin 80’li yıllarını anımsatan bir fotoğrafın içinde buluyorsunuz kendinizi, kimi zaman da şimdiki halimizden çok daha modern bir ülkede. Yeni bir ülke olmanın olağan sonuçlarını görüyorsunuz her yerde.
Doğal kaynaklarla zenginleşen ama sosyo kültürel olarak daha yavaş ilerleyen bir ülke. Bu durumun yarattığı kafa karışıklığı çoğu zaman hissediliyor. Kazakistan’a kadar gidip Ala Dağları görmeden dönmek olmaz! Sonbaharın enfes güzelliklerini yaşarken, Ala Dağların yamaçlarında kar vardı. Ekim ayında gündüz 30 derece olan hava sıcaklığı, gece 10 derece civarında seyrediyor.
Kazakistan Ulusal Meme Kongresi’ne Rus ve Kazaklardan oluşan 160 meme hastalıkları cerrahı ve medikal onkolog katılım göstermişti. Ben de kongredeki tek radyasyon onkoloğu olarak, katılımcılara meme kanseri tedavisi radyoterapisindeki yenilikleri anlattım. Radyoterapi, meme kanseri tedavisinde saç ayağını oluşturan 3 tedavi şeklinden biri. Kazakistan’da teknolojik olarak iyi cihazlar olmasına rağmen onkoloji tedavileri radyoterapi olmadan, neredeyse sadece cerrahi ve radyoterapi yöntemleri ile yapılıyor. Radyoterapi, meme kanseri tedavisindeki en önemli ayaklardan biri, ancak tek başına radyoterapi ile tedavi edilen kanser türlerinde neler yaptıklarını anlamak çok kolay değil.
Bir tıp insanı olarak, Rus ve Kazak meslektaşlarımla bilgilerimi paylaşmanın keyfini yaşadığım Kazakistan’dan, yeni bir ülkeyi tanımanın kazanımlarıyla ayrıldım.