|

Cebimdeki Yabancı’ya Başka Bir Yorum

Cebimdeki Yabancı’ya Başka Bir Yorum

Gündemde “Cebimdeki Yabancı” filmi var. Hepimizin cep telefonlarını bir kez daha sorgulamasına neden olan ilginç bir film. Gelin bu sıcak gündemde, meseleye bu “yabancı”nın başka marifetlerinden bakalım…

Dünya nüfusunun %50’den fazlası cep telefonu kullanıyor ve önemli bir kesimde bu durum bağımlılık boyutunda. Cep telefonları baz istasyonlarından gelen radyo dalgaları ile iletişim sağlıyor, dolayısıyla kullanıcılar da bu elektromanyetik dalgalara maruz kalıyor. Bu maruz kalmanın kansere, özellikle de beyin kanserine sebep olup olmadığı uzun süredir tartışma konusu.  İlk çıkan yayınlar cep telefonunun kanser yapmadığı yönünde olsa da son çalışmalar aksini söylüyor.

Cebimdeki Yabancı’ya Başka Bir Yorum

Uzun sure cep telefonu ile konuştuğumuzda kulağımızın ısındığını hissederiz. Bu, dokuların ısındığını, radyofrekans enerjisi ve insan vücudu arasındaki etkileşimi gösteriyor.

Ancak bu enerjinin deri ve diğer yüzeysel dokular tarafından soğurulduğunu ve beyne çok fazla iletilmediğini düşündürüyor. İlk olarak yapılan araştırmalarda radyofrekans dalgalarının beynin elektrik aktivitesini, fonksiyonlarını, kan basıncı veya uyku düzenini değiştirip değiştirmediğini incelendi, ancak bunların etkilendiğine dair hiçbir veri elde edilemedi.

Cep telefonlarının kanser yapma riski varsa bunu gözlemleyebilmek için en az 10-15 yıllık bir süre geçmesi gerekiyor. Beyin tümörü ile kanser riskini gösteren ilk çalışmaların cep telefonun daha az fenomen olduğu yıllara dayanması da manidar. Bir de tabi ki ilk analizlerin telefon firmaları tarafından yapılmış olması da herkesi şüphelendiriyor.

Bunların en geniş çaplısı olan; 13 çalışmanın ortak değerlendirildiği Interphone çalışmasında ise 10 yıl ve daha fazla cep telefonu kullanımı ile beyin tümörü gelişme riski arasında direk bir ilişki olmadığı ancak uzun saatler ve uzun yıllar kullanımının riski artırabileceği raporlandı. Bu analize dayanarak Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı cep telefonunu muhtemel kanserojenler arasına aldı.  Yine de son yıllarda yapılan çalışmalar cep telefonu kullanma ile beyin tümörü arasındaki ilişkiyi daha net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu risk konuşma süresi arttıkça da artıyor.

Cep telefonu kullanmamak mümkün değil elbette ama kulaklık kullanmak, mesaj yazarken telefonu elle tutmak yerine bir zemine bırakmak ve konuşma süresini azaltmak ilk akla gelen tedbirler arasında. Daha da önemlisi; cep telefonunu bir kenara bırakıp, bulunduğumuz ortamda insanlarla birebir sosyalleşmenin, ailenin, sevdiklerimizin ve çevremizin farkındalığını yaşamanın kanser ve tüm diğer hastalıkların karşısında bağışıklığımızı arttırdığını hatta ömrümüzü uzattığını hiç bir araştırmaya gerek olmadan biliyoruz.

Diğer Makaleler

  • Kafein Zararlı Mı?

    Kafein, çay ve kakao gibi bitkilerde bulunan kahve etkili bir uyarıcıdır. Beyin ve merkezi sinir sistemini tetikleyerek çalışır. İnsan vücudunun uyanık kalmasına yardım ederken yorgunluk hissiyatının başlamasını da engeller. Şimdilerde Dünya nüfusunun büyük çoğunluğu her gün kafeinli madde tüketmektedir. Kafeinin vücuda girmesinden sonra bağırsaktan hızlı bir şekilde dolaşım sistemine geçer. İzlenen yolun devamında karaciğere uğrar….

  • |

    Alfa Lipoik Asit (ALA) Nedir?

    Hücre içerisinde enerji metabolizmasında rol oynayan bir yağ asidi olan alfa lipoik asit (ALA), bütün insan hücrelerinde yer alan organik bir maddedir. Enerjinin üretim merkezi olan mitokondri içerisinde sentezlenen alfa lipoik asit, iltihaplanmayı ve yaşlanmayı engelleyen bir antioksidan olarak işlev görür. Birçok cilt malzemesinde bulunan alfa lipoik asit cilt bakımında hücrelerin enerji üretiminin sağlanması gibi…

  • |

    Kanser Aşısı Tümörleri %30 Küçülttü!

    Koronavirüs aşısının mucidi Özlem Türeci ve Uğur Şahin bir süredir kanser aşısı için çalışıyordu. Umut dolu bir haber geldi. İlk sonuçlara göre kanser aşısı tümörleri %30 oranında küçülttü. Prof. Dr. Berrin Pehlivan konuk olduğu Kanal D Ana Haber Bülteninde kanser aşısı hakkında merak edilen soruları cevapladı

  • Suyun Zamanı

    Suyun Zamanı Suyun sağlıklı bir yaşam için ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Yine bizlere sık sık hatırlatılan; sağlıklı bir kadının 2.7 litre, sağlıklı bir erkeğin ise günde 3.7 litre su içmesi gerekliliği. Bu miktar elbette harcanan enerjiye tüketilen yiyeceklere, bireylerin günlük performansına veya hastalıklarına göre değişebilir. Suyun Zamanı

  • Küba Aşısı Nedir?

    Küba aşısı hikayesini öğrenmek aşı ve sağladığı faydalar açısından bütünsel bir yaklaşım olacaktır. Bu noktadan yola çıkarak bu yazıda öncelikle Küba ülkesinin aşıya erişme süreci anlatılacaktır. Küba’da devrim dönemine kadar eğitim, sağlık ve bilim alanlarına gerekli maddi destek sağlanmamaktaydı. Doğal kaynaklar olarak da yetersiz olan ülkenin ekonomik olarak güçlü bir kaynağa ihtiyacının olması ülkeyi farklı…

  • |

    Nutrigenetik Nedir?

    İnsan bedeninde bulunan tüm genleri anlamlandırmaya çalışan İnsan Genom Projesi ile hayatımıza girmiş bir kavram olarak nutrigenetik, besinlerin genetik yapılarına göre kişiyle uyumunu tespit ve analiz etme çalışmasıdır. Yani hastalıklarla insanları bir araya getirmeyen bizlerin uzak durmasını sağlayan bir sistemdir. “Besinler kansere sebep olur mu veya kanserden bizi korur mu?” sorusundan çıkarım yapmamızı sağlayan bu…